Yeterliliklerimizi Yapabilirliğe Dönüştürebiliyor muyuz?
2438 görüntülenme
Günümüzün iş ve yaşam alanı güncesi durumunda olan yetkinlik-yeteneklilik ve dolayısıyla yetenek yönetimi konusunda hemen hemen her gün yeni araştırmalar ve çalışmalara ilişkin paylaşımlara rastlamak mümkün.
Birçok kurum ve işletmelerin de işletme stratejilerinin üst sıralarında yetenekli çalışanları kazanmak ve elde tutmak üzerine yoğun bir ilgi olduğuna ise hiç şüphe bulunmuyor.
Bu gelişmeler bir yandan yetenek yönetiminin önemini gösterirken, bir diğer taraftan, iş yaşamında yönetsel sorumluluk üstlenen profesyonellerin mesleklerinde başarılı olmalarına çok etki oluşturacak olan bu alanda mahir olmaları, artık deyim yerindeyse iş yöneticilerinin aynı zaman birer yetenek avcısı olmaları gerektiğini de vurguluyor.
İşin yönetim tarafında durum böyle iken, bugün öğrenim aşamasında bulunan ve meslek sahibi olma yolunda ilerleyen İnsanlara da tabi ki, gerçek manada yetenek olma bakımından çok iş düşüyor.
Özellikle de bir dalda öğrenimini belli aşamaya taşımayı başarmış İnsanların, bu aşamadan itibaren üzerinde önemle duracakları bir husus var. Aldıkları derece ve sahip oldukları yeterliliklerini işin pratiği ile yeterince yoğurup yapabilirlik düzeyine taşımaları.
Aksi halde sahip olunan bu yeterlilik aşamalarının mesleki alanda yer bulmaları ve bu yolda doğru adımlarla yol almaları açısından ne yazık ki yeter olmayacağını da bilmekte fayda var.
Peki. Ne yapmak gerekiyor bu konuda dediğimizde; öğrenilen teorik alan bilgilerinin aynı alanda yapılacak uygulamalar ile bezenerek deneyime dönüştürülmesi ve neticesinde bu mesleğe ait yapabilirlikle buluşmaları elbette.
Bununla beraber bir alanda mesleki kariyer yapmak ancak elde edilen metodolojik bilgilerin işlenmesiyle ve hayata geçirilmesiyle elde edilecek deneyimle taçlanmasıyla tamamen ilgili.
Bu çerçevede, bir alandan yeterlilik alan İnsanların hemen ilk fırsatta iş sahasına yönelmeleri ve odaklarını; sahip oldukları birikimi, pratik uygulamalarla bezeyerek gelişimlerini başlatmak için tecrübeye yatırım yapmaya döndürmeleri olmalı.
Bir taraftan iş deneyimi elde ederken bir diğer taraftan da yine yeni akademik-bilimsel derecelere ilginin sürmesi yanında, kurs, konferans, seminer vb. gibi her türlü eğitim ve gelişim kapılarını takip edip yaşam boyu öğrenci olmayı da ihmal etmemek.
Böylelikle yeteneklerin işin uygulamasına da vakıf olmaları söz konusu oldukça, işe alımcılar için başat konumundaki yapabilirlik tarafları kurulmuş ve güçlenmiş olsun.
Netice olarak; yeterliliklerin yapabilirlikle buluşmasının aynı zamanda iş sahasına doğru kanatlarla hareket başlatma ve yeterlilikten yapabilirliğe dönüşmüş yetkinliklerin iş arayışında gerçek manada referans niteliğinde olacağı asla göz ardı edilmemelidir.
Paylaşmak sevgidir, berekettir.
08/09/2016