Banu Onuk ile Öğrenci Koçluğu Üzerine Bir Söyleşi
3939 görüntülenme
Kuraldışı Eğitim ve Danışmanlık'ta Aile ve Öğrenci Koçu, Eğitmen Banu Uzkut Onuk ile Öğrenci Koçluğu Üzerine Bir Söyleşi
Hazırlayan: Ece Erkal
CVyolla: Öğrenci koçluğu hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Banu Onuk: Öğrenci koçluğu, öğrencilerin farkındalıklarını arttırmalarına ve güçlü yönlerini keşfetmelerine destek verir. Okul hayatında başarılı olmalarını sağladığı gibi yaşamda da başarılı, doyumlu, mutlu, özgüvenli olmalarını sağlar.
Her birey, her çocuk özgündür. Bire bir görüşmelerimizde öğrenciyi tanıyoruz ve kendisinin de 'kendisini' farkedip genç yaşta tanımlamasını sağlıyoruz.
Her öğrencinin öğrenme yolu, kişiliği, zekasını kullanma yolu, ders dinleme, ders çalışma yöntemleri farklıdır. O öğrenci için en uygun olanı birlikte belirliyoruz. Fark etmişsinizdir, bazı öğrenciler ders çalışırken masasında oturamaz ya da masasının derli toplu olmasını istemez. Kimi öğrenci için ders çalışırken hafif bir müzik dinlemek konsantrasyonuna destek verirken kimi öğrenci için ise saat "tik-tak"ları bile konsantrasyonunu hemen bozabilir.
Aynı zamanda okulda ders dinlerken de farklılık gösterirler. Konsantrasyonunu arttırmak için bazı öğrenciler öğretmenle göz teması kurmak isterken, bazıları hareketli olma, bir şeyler karalama ya da bacaklarını sallama ihtiyacı duyarlar. Bu tür öğrenme farklılıkları nedeniyle bazen pek hoş olmayan etiketler gencecik yaşta üstlerine yapışır ve öğrenciliği boyunca hatta belki de yaşamı boyunca bu etiketler taşınır. 'Yaramaz ','yavaş ','matematik zekası yok','dikkatsiz','geç öğrenen','başarısız','aptal' gibi etiketler. Bu ve benzeri etiketler kişilerin özgüvenlerini zedelemeye başlar.
CVyolla: Bu tip kalıplarla nasıl çalışıyorsunuz?
Banu Onuk: Önce bu tip kalıpları keşfedip sonra da yerine olumlama koyuyoruz. Örneğin 'kafam matematiğe basmıyor' 'ben başarısızım' kalıbı çok rastlanan kalıplar. Ebeveynler istediği kadar özel ders aldırsın, cezalandırsın, ödüller versin istenen başarı için öncelikle bu kalıpların farkına varılıp silinmesi gerekir.
Bir öğrencimin annesi kızının yeterince basarılı olmadığını ve potansiyelini kullanmadığını söylüyordu. Ebeveynler genelde hep daha fazlasını istediği için önce bunu doğal bir tepki olarak karşıladım ama sonra gerçekten de haklı olduğunu gördüm. Danışan öğrencim daha başarılı olacakken sınavlarda bilmeden kendini sabote ediyor ya da ders çalışırken tüm konuları bitirmeden 'sıkıldım yeter bu kadar!' diyerek dersin başından kalkıyordu. O öğrencide 'sınıf birincileri sevilmez, inek öğrenciler sevilmez ' diye bir düşünce kalıbı olduğunu keşfettik. Bu kalıbı bulup yerine olumlama koyduktan sonra gerçekten okul birincisi oldu.
Ben her öğrenciye öncelikle, değerli ve yeterli olduğunu, başarılı olsa da olmasa da sevilir olduğunu aşılamak istiyorum. Ondan sonra zaten gerisini küçük bir destekle kendileri hallediyorlar. Minik bir ışıkla ve doğru soruları sorarak çocuklar kendi yöntemlerini ve çözümlerini buluyorlar.
CVyolla: Ne kadar güzel, peki hangi yaş gruplarıyla hangi konularda çalışıyorsunuz?
Banu Onuk: İlkokul öncesinde okula hazırlıkla başlıyorum sonra dikkatli ders dinleme, kendi kendine çalışma alışkanlığı edinme, konsantrasyonu arttırma, verimli ders çalışma, kendi öğrenme yöntemini keşfetme, zamanı verimli kullanma, anlayarak hızlı okuma gibi öğrencinin ihtiyacına göre özel çalışmalar yapıyorum.
Kimi öğrenciler notlarına bakınca başarılıdırlar; ama, derste parmak kaldırmaya ya da kendilerini göstermeye cesaret edemedikleri için kendilerini başarısız ve güvensiz hissederler. Kimi öğrenciler ise dersi dinliyor gözükürler ama sık sık hayallere dalıp giderler.
Bazı öğrencilere eve hergün özel hoca geliyor ya da ebeveynlerden biri dersi hergün tekrar anlatıyor. Böylece çocuklar okulda ders dinleme gereği duymuyor nasıl olsa evde biri anlatacak diye kendilerini hiç zorlamıyorlar. Kendi başlarına ders dinleme ve ders çalışma alışkanlığı edinemiyor, kapasitesini zorlayamıyorlar.
CVyolla: Sınav stresi üzerinde de çalışıyor musunuz?
Banu Onuk: Evet. Kimi öğrenci çok başarılı olmasına karşın sınavlarda bunu yansıtamayabiliyor. Ne yazık ki sınavlar da öğrenciler için çok önemli.
Bir öğrencim bilemediği soruya rastladığında tüm konsantrasyonu bozuluyordu ve sınav kağıdını bırakıp sırasını karalamaya başlıyordu.
Bazı öğrencilerimin elleri terliyordu, nefesi bile düzgün alamadığı için bildiği soruları hatırlayamıyordu. Kontrolsüz heyecan yüzünden yılların çalışmaları bir iki saatlik sınavdaki başarısızlığı nedeniyle boşa gidiyordu. Bir öğrencim 'Banu abla sizden ve tekniklerinizden üniversite sınavına girip kazanana kadar kimseye bahsetmeyeceğim, rakiplerim öğrenmesin' demişti. Şimdi bu röportajı okuyorsa gülümseyecektir :
Sınav stresi haricinde, öfkesini kontrol altına alabilme, yaratıcılığını geliştirme, anlayarak hızlı okuma tekniğiyle kitap okuma alışkanlığı edindirme, hafıza geliştirme, aile içi iletişimi artırma ve kardeşlerle uyumlu ilişkiyi sağlama çalışmalarımız da var.
Ayrıca, televizyon ya da bilgisayar bağımlılığından kurtarmaya yardımcı oluyoruz. Asansöre veya uçağa binememe, karanlıkta uyuyamama gibi çeşitli korku ve endişelerden arındırarak çocukların ve gençlerin hayat kalitesini yükselmesine destek oluyoruz. Mutlu çocuklukla mutlu birey olmaları yolunda ışık tutuyoruz.
CVyolla: Peki, meslek seçimlerinde de yardımcı oluyor musunuz?
Banu Onuk: Doğru meslek seçimi kararı hayatları için en önemli kararlardan biri. Öğrencinin kişiliğine, karakterine, zekasının kullanım yöntemine ve en önemlisi kalbinin sesine göre karar verilmesi gerekir. O zaman o seçtiği meslekte mutlu ve başarılı olacaktır. Bu süreçte etrafından bağımsız, çesitli kalıplardan arınmış olarak iç sesine kulak vermesini sağlıyoruz.
Bir öğrencim önce diş doktoru olmak istediğini söylemişti; ama, çalışmalarımız sonucunda farketti ki, esasında o sadece hijyeni seviyordu ve altı yaşındaki diş doktorunun hijyen kokusunu sevdiği için diş doktoru olmak istemişti. Sonra kendisini hijyene önem veren başarılı bir yönetici olarak hayal edince daha mutlu hissetti, bunu kendisi keşfetti, şu anda üniversite sonda ve tercihinden çok mutlu.
CVyolla: Sizin de keyifli bir mesleğiniz var gözüküyor, siz nasıl karar verdiniz öğrenci ve aile koçu olmaya?
Banu Onuk: Ben, endüstri mühendisliği ve uluslararası işletme okudum. Mezun olduktan sonra, 14 yıl da özel sektörde yöneticilik yaptım. Çeşitli sosyal sorumluluk projeleri yaptım ve Kuraldışı'nda yaşam okulu eğitimlerim sırasında yaşam amacımı belirleyip bu konuda eğitimler almaya devam ettim.
Öğrencilerin daha iyi versiyonlarına taşınmalarında katalizör olmaya çalışıyorum. Mutlu olmalarına destek vererek gülümseyen yüzlerinin çoğalmasını istiyorum :
CVyolla: Biz de bu güzel amacınız ve içten yanıtlarınız için teşekkür ederiz. 07/05/2012