Belirlemek mi, Gerçekleştirmek mi?
3755 görüntülenme
Yaşam değişim üzerine kurgulanmıştır ve sürekli hareket halindedir. Biz de, farkında olarak veya olmadan, isteyerek veya istemeden, hatta bazen sıkıcı bir rutinin içinde hapsolduğumuzu sanarak bir akışın içinde yer alırız. Değişimi göz ardı ettiğimiz noktada bu akışta sürüklenir, yaşamımızın kontrolünü elimize alıp gideceğimiz yönü kendimiz belirlediğimizde ise bilinçli adımlar atarız. Yaşamımızın herhangi bir alanında bulunduğumuz konumu sorguladığımızda, bizi o alanda daha mutlu, doyumlu, sağlıklı ya da başarılı kılacak başka bir nokta olduğunu görürsek, o noktayı hedef olarak belirler ve yola çıkarız.
Hedef belirlemek ve gerçekleştirmek üzerine birçok yönteme rastlamış olabilirsiniz. Bunlardan en yaygın olarak tercih edileni SMART hedef analizidir. Bu yöntem öncelikle bir hedefin hangi özelliklere sahip olması gerektiği üzerinde durur. SMART kelimesi "akıllı" anlamına gelmektedir ve her harfi, yine İngilizce olarak o harfle başlayan bir özelliği temsil etmektedir. Çeşitli kaynaklarda zaman zaman bu harflerle başlayan değişik sıfatlara, özelliklere de rastlanmaktadır. Ben, en çok kullanılan özelliklerden bahsedeceğim. Bu analize göre, SMART hedef; belirli bir konu üzerine olmalı ve erişilmek istenen net bir sonuç, nokta, yön veya değişimi işaret etmelidir. (
Spesific). Hedefin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve bu süreçte ne kadar yol alındığı ölçülebilir ve elde edilmek istenen sonuç nicelleştirilmiş olmalıdır. (
Measurable). Hedefin erişilebilirlik boyutu ne çok kolay ne de çok zorlayıcı olmamalıdır. (
Attainable). Gerekli ve eldeki kaynaklar dikkate alınarak hedef gerçekçi olmalıdır. (
Realistic). Son olarak, bir hedefin gerçekleştirilmesi için belirli bir zaman sınırlaması yapılmalıdır. (
Time - Bound)
Peki, hedeflerin sadece bu özelliklere sahip olması yeterli midir? Eğer öyleyse, neden bu kriterlere uyan ve sürekli ertelediğimiz, yerine yenisini koymadan vazgeçtiğimiz hatta gerçekleştirdiğimizde bize beklediğimiz doyumu vermeyen hedeflerimiz var? Bu analizde eksik olan şey ne?
Bu analiz; işin daha çok rasyonel kısmıdır. Bu nedenle, planlama ve adımları belirleme aşamasında oldukça etkili ve uygulanabilirdir. Diğer yandan, hedefe ulaşmak bir süreç ve bir yolculuk ise bu yolculuğa sadece aklımızla çıkmak bizi bazen yavaşlatabilir. Bu analize biraz da ruh katabilir ve aklımıza yüreğimizin de eşlik etmesine izin verirsek, bu süreci daha da keyifli, heyecanlı hale getirebilir ve yolculuğu başarılı bir şekilde tamamlama şansımızı arttırabiliriz.
Bunun için, öncelikle hedefimiz konusunda nasıl hissettiğimize odaklanmalıyız. Gerçekleştirdiğimizde nasıl hissedeceğiz? Gözlerinizi kapatın ve hedefinize ulaştığınızı hayal edin. O anı canlandırın, sesleri duyun ve mutluluk, doyum, başarı, özgüven, takdir, heyecan her nasıl hissediyorsanız ona odaklanın. O anda bu hisleri yaratan düşüncelerinizi gözden geçirin. Tüm kazanımlarınızı detaylandırın. Örneğin bir satış hedefinizi mi gerçekleştirdiniz? Bunu başarırken, aynı zamanda, yeni insanlar tanımış, yeni bir kampanya denemiş, ürününüzde yeni müşteri kitlesine hitap eden gelişmeler yapmış, aynı zamanda müşteri şikayetlerini azaltmış, rakiplerinizi ve rekabet koşullarınızı yeniden değerlendirme fırsatı yaratmış olabilirsiniz. Bütün bu getirilerin size nasıl hissettireceğini imgeleyin. Hatırlayın, bu bir süreç. Emek ve zaman verdiğiniz, yeni şeyler öğrendiğiniz, denediğiniz, belki para harcadığınız, sevdiğiniz bazı şeylerden vazgeçtiğiniz, zorluklar, engeller ve öngöremediğiniz durumlarla karşılaştığınız. Bütün bunlar olurken nasıl hissediyorsunuz? Neler düşünüyorsunuz? Bu yeni ve zorlayıcı durumları hangi duygularla karşılıyorsunuz? Azminizi, umudunuzu, enerjinizi kaybettiğiniz bir anda, biraz önce başarmış halinizin hissettiği duyguları hatırlayıp yola devam etme gücünü kendinizde buluyor musunuz? Hedefinizi belirlerken ve henüz yola çıkmadan bu konuda kendinizi test etmeye cesaret edin. Konfor alanınızdan ne kadar çıkabileceğinizi ve bunun için ne kadar hazır olduğunuzu fark edin.
Hedefe ulaşmak için azimli ve kararlı olun ve hedefin kendisinden mümkün olduğunca bağımsızlaşın. Evet, hedef varılmak istenen bir yer, durum, sonuçtur. Harekete geçmek, ilk adımı atmak ve yön belirlemek için de oldukça gereklidir, diğer yandan onun gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı olmadan yola devam edebilin. Yaşam vizyonunuza uygun olarak karşınıza çıkabilecek yeni yollara ve olasılıklara açık olun. Sadece denemiş olmanın bile size sağladığı faydaları, başarısızlık olasılığına karşın çıkaracağınız derslerle yeni bir siz olarak devam edebileceğinizi öngörün. Gitmek istediğiniz noktadan önce, yolculuğun kendisinden keyif alabileceğiniz bir yolu seçin.
Her insanın değerleri vardır. Bunlar, zamana, o anki öncelikli ihtiyaçlara, beklentilere ve koşullara göre değişebilir veya önem sıraları kendi içinde yer değiştirebilir. Hedeflerinizin değerlerinizle uyumlu olmasına özen gösterin. Vardığınız noktada bu değerlerinizin nasıl etkileneceğini irdeleyin. Hedefe ulaşmak için yola çıktığınızda bu değerlerinizi hangi olasılıkların olumsuz etkileyebileceği üzerinde düşünün. Örneğin, insanlara yardım etmek sizin için öncelikli bir değerse ve siz tam olarak yaptığınız iş aracılığı ile diğer kişilere ne gibi katkılarda bulunduğunuzu net olarak kavrayamıyorsanız, aynı pozisyonda terfi etmek yerine, bunu net olarak görüp hissedebileceğiniz, bu değerinizi doyuma ulaştıracağını bildiğiniz başka bir iş alanına geçmeyi hedefleyebilirsiniz. Benzer şekilde, eğer sizin için estetik önemli bir değerse, üstelik mankenlik gibi formda olarak ve fiziksel güzelliğiniz aracılığı ile maddi kazanç sağlayan bir mesleğiniz varsa elbette aldığınız bir iki kiloyu kısa sürede geri vermek sizin için önemli bir hedef olacaktır. Aynı anda ise, estetik kaygısı veya nasıl göründüğü aynı ölçüde önemli olmayan ve belki vermesi gereken 10 kilo fazlalığı olan bir kişi sürekli olarak spor yapmayı veya diyete başlamayı erteleyebilecektir. Diğer yandan bu kişiye, sağlığıyla ilgili kısa sürede kilo vermesi gerektiği söylendiğinde, bu kişinin sağlık birinci önceliği olabilecek ve kilo vermeyi kararlı bir şekilde hedef olarak belirleyecektir. Bu çalışmayı yaparken aynı zamanda birbiriyle çelişen ve sizi yolda sabote edebilecek düşünce ve inanç kalıplarınızı fark edebilirsiniz. Hedefinize ulaşmak için bunların değişmesi gerekiyorsa çalışın ve yerine sizi destekleyecek, güçlendirecek düşünce kalıplarını benimsemek üzerine çalışmalar yapın.
Son olarak, tüm bu süreçte sizi gerçek anlamda geri bildirimleri ile destekleyecek, en önemlisi de siz başardığınızda bu mutluluğunuzu paylaşacak insanlarla iletişimde bulunun, onlarla attığınız adımları paylaşın. Kısa bir süre önce, geçirdiği kaza sonucu uzunca bir süre komada ve yatağa bağlı kalan bir kadınla tanıştım. Yeniden ayağa kalkmasında ve sağlığına kavuşmasında dostlarının önemli rolü olduğundan bahsetti bana. O hastayken bir dostu, hem fikir olmadığı bir konuyu açıkça onunla paylaşmış, hatta hararetli bir fikir tartışmasına girmişti, aynen o sağlıklıyken yaptıkları gibi. Kadın, bu durumun, özgüvenini yeniden kazanmasında oldukça önemli bir an olduğunu belirtti. O, yeniden ayağa kalkmayı hedefleyen biriydi ve bilinçsel faaliyetleri gayet sağlıklıydı. Dostu, onun o olmasına izin vermiş, ona acıyarak yaklaşmaktansa onun güçlü yanını ortaya çıkararak yaşama tutunmasına destek vermişti. Bu yolculuğunuzu ve hedefinizi sizin kadar benimseyecek birilerini bulmak hayalcilik olur, yine de eksiklerinizi ve artılarınızı sizi güçlendirecek şekilde paylaşacak, güvenebileceğiniz birileri mutlaka vardır.
Hem belirlerken hem de ona doğru yol alırken keyif ve heyecan duyacağınız, sizi büyüten, geliştiren, değiştiren deneyimleriniz olsun.
Sevgimle,
18/09/2012