Objektif mi, sübjektif misiniz? Kendinizi test edin
3465 görüntülenme
Saatlerce beklemekten yorgun düşmüştü İpek. Bugün yaşadığı sıkıntı ve stres sanki ömründe on yıl götürmüştü. O asil, havalı görüntüsünden eser kalmamıştı. Herkesi kendine hayran bırakan yeşil gözlerinin feri sönmüş gibiydi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, şimdi de kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı.
"Ne var?" dedi kendi kendine "Heyecanlanacak bir şey yok."
Daha önce de pek çok iş görüşmesine gitmişti. Ancak bu seferki farklıydı, bu işi çok istiyordu. Bir de bugün aksilikler yakasını bırakmamıştı. Acaba heyecanı ondan mıydı? "Zerrin" diye iç geçirdi. "Sebep Zerrin".
Niçin bahsetmişti ona bu işten? "Gevezeliğine doyma İpek!". O da hiç boyuna posuna bakmadan ben de şansımı bir deneyeyim diyerek baş vurmuştu. Yabancı dil notu yüksekti yüksek olmasına ama tek kelime konuşamazdı, tecrübesizdi, hem erkek gibi kızdı Zerrin. Nasıl olacak da koskoca genel müdürün asistanlığı yapacaktı? Yakışmazdı bir kere. Aslında nasıl olmuştu da onu da çağırmışlardı görüşemeye? Yoksa özgeçmişleri hiç okumamışlar mıydı? "Yok yok olmaz öyle şey mutlaka okumuşlardır" diye söylenirken bir anda sabah yaşananlar gözünün önüne geldi ve siniri bir kat daha da arttı.
"Ah İpek, sen o erkek Fatma'nın lafı ile kıyafet değiştirecek kız mısın?" "Nasıl çıkardın o güzelim bluzu üzerinden, nasıl giydin bu iç karartıcı saçmalığı?" Bir de bu nedenle sıralarını kaçırmış, sona kalmışlardı. Normalde tüm randevulara zamanında gelirdi İpek. Üstüne üstlük makyaj takımlarını da ilk giydiği kıyafetin çantasında unutmuştu. Ama asıl sorun metrobüsteki kalabalıkta kaçan çorabıydı. Ne düşüneceklerdi şimdi onun hakkında? Aslında kaçık bacağının iç tarafında kalıyor pek dikkat çekmiyordu. "Of! Ya görürlerse?" diye iç geçirdi. Zaten makyajını da tazeleyememişti.
Bir anda ayağa fırladı. Bu olumsuz düşüncelerden sıyrılmak istercesine kafasını hızla sağa sola salladı, gözlerini sonuna kadar açmak için zorladı. "Niçin bu haldesin İpek?" diye sordu kendi kendine. "Neden kontrolü bir türlü ele alamıyorsun? Yoksa çorabındaki küçük kaçık kendine olan güvenini mi yok etti? Olmaz, beni bir iki küçük ayrıntı ile yargılayacak ona göre karar verecek bir şirket değil burası. Yoksa öyle mi?" derken Zerrin'in salondan ok gibi çıkışı ile irkildi.
Daha Zerrin'e ne oldu diye soramadan. "Manyak karı, katil edecekti beni!" dedi Zerrin. Sersemleşti. Ne söyleyeceğini bilemedi. Kendini bir an rüya aleminde gibi hissetti. Gerçek olamazdı tüm bunlar.
Henüz kendini toparlayamadan kapı tekrar ama bu sefer yavaşça açıldı. Ardından genç asistanın parlak gülümseyen yüzü göründü. "İpek Salman?", "Buyurun". Bu sıcak dostça davet onu biraz rahatlattı. Fakat kapıya yaklaştıkça içi buruldu. Midesinde kütle gibi bir ağırlık hissetti. Yalnız ayakları değil tüm vücudu titremeye başlamıştı.
İçeri girdiğinde üç kişilik görüşme heyetinin içinde yaşlı fakat son derece bakımlı kadın hemen dikkatini çekti. İçinden "Zerrin'in kavga ettiği kadın herhalde" diye düşünürken, kadının bacaklarına yönelttiği sert bakış, kaçan çorabını aklına getirdi. Hemen duruşunu düzelterek kaçığı saklamaya çalıştı. Ama artık çok geçti. Çekine çekine oturdu sandalyeye.
Kadın gözlerini İpek'e yöneltti ve ......
Şimdi lütfen kendinizi görüşmecinin yerine koyun. Sabahtan beri onlarca kişi ile görüşme yapmışsınız. Tam bitti derken geç kaldıkları için sıralarını kaçıran iki kişinin daha olduğunu öğreniyorsunuz. Bunlardan ilki görüşme sırasındaki tutumu ile sizi sinirlendiriyor. Hatta görüşmeyi yarım bırakarak salonu terk ediyor. Ardından yorgun, bakımsız, kaçık çorabını dahi değiştirme gereği görmeyen ikincisi içeri giriyor. Çorabındaki kaçığı saklayabilmek için yan yan yürüyerek sandalyeye oturuyor.
Nasıl bir tutum izlerdiniz? Objektifliğinizi koruyabilir miydiniz? İlk sorunuz ne olurdu?
Eğitim ve seminerlerimde konuyu teorik olarak anlatmak yerine yaşanmış ya da kurmaca hikayeler üzerinden tartışma yoluna giderim. Şimdi aynı şeyi sanal ortamda denemek istedim. Doğrusu gelecek yorumları oldukça merak ediyorum.
Saygılarımla
Türker BAŞ
02/02/2012