Bırakın Olsunlar
2951 görüntülenme
Üniversite yerleştirme sınavından önce değinmek istediğim birkaç nokta olduğunu bir önceki yazımda belirtmiştim. Bu yazımla devam ediyorum.
Çocuğunun öğrenci veya meslek seçimi koçluğundan yararlanmasını isteyen bazı ebeveynlerin biz koçlardan beklenti ve istekleri şu şekilde olabiliyor. "Oğlum/kızım tutturdu gazeteci olacağım diye, ne oluuur onu ikna edin de doktor olsun!" Oldu, başka bir arzunuz? : Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; biz hiç kimseyi başka hiç kimsenin -ki, o başkaları anne babalar olsa bile- istekleri doğrultusunda şekillendirmiyor ve yönlendirmiyoruz. Evet, siz anne babalar çocuğunuz için en iyisi olsun, gelecek endişesi en aza indirgensin, hayatını mutlu bir şekilde idame ettirsin istiyorsunuz. Buna saygımız sonsuz ve anlıyoruz. Diğer yandan, biz insanların "ne olmak" istedikleri ile değil, "kim olmak" istedikleriyle ilgileniyoruz. Defalarca belirttiğim gibi meslek seçimi çok önemli. Üstelik sadece para ve finansal alanımızı değil, yaşam çarkımızdaki pek çok alanı etkiliyor. Hayattan aldığımız doyumu belirlemede önemli rolü var. Bizler bu dünyaya kendimizi gerçekleştirmeye yani olabileceğimiz en iyi versiyonumuza dönüşmeye geliyoruz. Ne işle uğraştığımız ise bunu gerçekleştirmek için sadece bir araç ve vesile. Bu yüzden bizim için çoçuğunuzun hayali neyse onun üzerine ve onun seçim ve kararlarıyla çalışıyoruz. Biliyorum, biliyorum çocuğunuz büyüyor ve belki de kısa süre sonra okumak için evden ayrılacak ve siz hala bu fikre alışmaya çalışıyorsunuz. Kendi duygularınızı lütfen dinleyin ve bunları doğal kabul edin. Diğer yandan da artık onu koruma rolünüzün bittiğini, onun yerine ona destek olma zamanı geldiğini kabul edin. Onun birey olmasına izin vermeniz ona yapabileceğiniz en büyük iyilik, bunu da hep hatırlayın.
Diyelim ki; çocuğunuz sizi şaşırtan bir mesleği seçeceğini söyledi. Hemen itiraz etmek yerine anlamaya çalışın. Sorun ve dinleyin. Hani o çocukken size habire saf bir merakla, "o ne, peki bu ne, peki o neden öyle ne?" diye soruyordu ya. Gerçekten öğrenmek için. Hah şimdi sıra sizde işte. Sorun ve lütfen yargıdan bağımsız şekilde dinleyin.
İşte size birkaç soru örneği;
- Bu mesleğin neleri sana çekici geldi?
- Bu mesleğin öğrenimini gördükten sonra neler yapmayı istiyorsun?
- Hangi üniversitelerde okuyabilirsin?
- Ders içerikleri nelermiş, sana okuması da keyifli geldi mi?
- Bu meslekten kimleri tanıyorsun, onlar neleri başarmış?
- Hangi özelliklerinin bu mesleğe uygun olduğunu düşünüyorsun?
Emin olun çocuğunuz karşısında ebeveyn yerine bir rehber, koç görünce şaşıracak. Bu sorulardaki amacımız şu, bu seçim bir heves mi yoksa gerçekten çocuğunuz çok yönlü olarak bunu araştırmış, düşünmüş ve bilinçli bir hedef haline mi getirmiş. Belki de bu sorularla zihnine atacağınız tohumları o da daha derin düşününce kendiliğinden vazgeçecek.
Anne babası mühendis olan biriyim. Ben işletme kardeşim de hukuk diye tutturduk. Bu onlar için ceza mıydı, şaka mıydı bilemem. Ben tercihimi belirttiğimde pek de hoş karşılandı diyemem. Üstelik danışabileceğim bir rehberim koçum da olmadı. Tamamen sezgilerimi dinledim. Ağladım, zırladım, direttim ve istediğim üniversitede istediğim bölümü okudum. Bunu kimseyi değil kendimi mutlu etmek için hedeflemiştim. Çalıştım, başardım. Sonuç, hiçbir zaman tercihimden pişman olmadım. Onlar da kabul ettiler durumu ;)
Bir diğer konu da şu; "çocuğumun puanı çok yüksek, nereler nereler tutuyor; ama, o gidecek daha az puanlı yeri yazacak, yazık olacak canım puanlara." İşte bu bakış açısını hiç anlamıyorum. Peki, ben de soruyorum size, "puanlara mı yazık olsun, yoksa çocuğunuzun zamanına, emeğine, geleceğine, hayallerine, mutluluğuna mı?" Sırf matematik ve fen bilimleri başarılı diye başta veli ve öğretmenleri tarafından mühendisliğe, tıbba yönlendirilen o kadar insan tanıdım ki. Sonuç; sadece şanslı olanları yeniden sınava girip asıl istedikleri bölümlerde okumaya devam ettiler. Emin olun, bu yüksek puanlar çocuğunuzun ne ilk ne de son başarısı.
Önemli bir kararı, doğru dürüst ve sağlıklı bir şekilde düşünüp değerlendirmeden, yap boz tahtasına dönen bir eğitim ve sınav sistemi içinde veriyoruz. Bu gerçeği kabul ediyorum. Yine de istersek bunu olabildiğince bilinçli hale getirebilir, profesyonel destek de alabiliriz.
Sınava girecek tüm gençlerimize öncelikle başarı ve şans diliyorum. Hep söylediğim bir şey var. "Yaşamda gerçek yerimi buldum ve sevdiğim işi yapıyorum." Şartlar ne olursa olsun herkesin bir gün bu cümleyi kurabilmesi dileğiyle.
Sevgimle,
10/06/2016