İşinizi Aşka Dönüştürün
3017 görüntülenme
Hayatımıza renk katan şeyler vardır. Bunlar yemekte eksik olan tuzun eksikliği gibi kendini belli eder. Bu eksikliği de ilave tuzla giderebiliriz. Hayatımıza renk katan şeyler ise hobilerimizdir. Çok kompleks bir yaşam sürüyoruz ve bizleri en meşgul eden ise işlerimizdir. Yaşamımızın çoğunu çalışarak geçiriyor ve bazen bu stresten uzaklaşmak için tatillere ya da varsa hobilerimize sarılıyoruz. Sürekli tatil yapma gibi bir şansımızın olmadığını düşünürsek sarılacağımız tek şey hobilerimiz.
Hobiler boş zamanları değerlendirmek için yapılan aktiviteler olarak değerlendirilse de ben böyle düşünmüyorum. Hobiler; yeteneklerimizi ortaya çıkarabilme fırsatı sunan faydalı zamanlardır. Bu tür faaliyetleri yapmaya sadece boş zamanlarımızda vakit ayırabildiğimiz için hobi denilince aklımızda hep boş vakitler canlanır. Hayatımızda önemli yeri olan hobiler sayesinde insanların kişilik özellikleri ve karakterleri hakkında kısmen de olsa bilgi edinebiliyoruz. Bu yüzden CV'lerde ya da mülakatlarda sorulan "hobileriniz" kısmının iş hayatında da önemli yeri vardır. Bu soru sayesinde adayın iş hayatında neye daha yatkın olduğunu öğrenmemizde yardımcı olmaktadır. Hobi seçimlerimiz iş hayatında yaratıcı, takım çalışmasına yatkın ya da bireysel çalışmalara uyumlu olup olmadığımızın göstergesidir. İş hayatında, futbol, dans ile ilgilenenlerin takım çalışmalarına daha yatkın olduğu ya da fotoğrafçılık ve resim çizmekle ilgilenen adayların yaratıcı yönünün daha yatkın olduğu gözlemlenmiştir. Bu nedenle CV'lerimizdeki "hobileriniz" kısmını doldururken biraz daha özen göstermeliyiz. Kolaya kaçıp kitap okumak, gezmek, sinemaya gitmek gibi aktivitelerin yerine diğer adaylardan farklı kılacak hobilerle ilgilenmeniz sizi öne taşıyacaktır.
Hobilerinizi işlerinize de entegre edebilirsiniz. Ben bunu normal yaşantımda da denedim ve olaylara farklı açılardan bakmamı sağladı. Amatörce fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Güzel kareler yakalayabilmek için anı yakalamak ve sürekli dikkatli bir şekilde etrafı incelemek gerekir. Bu alışkanlığımı girdiğim ortamlarda fotoğraf makinesiz yapmaya başladım. Bazı anlar olur ortamı analiz etmek zorunda kalırsınız ve o an deklanşöre basarsınız. İş hayatında da böyledir. Örneğin; iş yerinizde bir motivasyon düşüklüğü vardır ve bunu anlayabilmeniz için iyi bir araştırmacı ve gözlemci olmanız gereklidir. Motivasyon düşüklüğüne sebep olan sorunları tek tek görür, deklanşöre basar ve zihninize kaydedersiniz. Kareleri birleştirdiğinizde ise anlamlı bir fotoğraf çıkar. Sorunların kaynağına ulaşmış olursunuz. Bu çalışmayı sizlerde hobileriniz doğrultusunda işinize entegre edebilirsiniz ve işinize kendinizden bir şeyler katarak monotonluktan kurtulmuş olursunuz. Sonucunda ise eğlenerek çalışma alışkanlığı edinmiş olacaksınız.
Çok çalışıyoruz ve kendimize ayıracak zaman bulamadığımızdan yakınıyoruz. Bu bahaneler her geçen gün geçerliliğini yitirecek. Çünkü artık ofislerde koşu yolları, spor salonları ve hobilerinizi yapabileceğiniz küçük atölyelere yer verilmeye başlandı. Yazımın başında da dediğim gibi "hobiler boş vakitlerde yaptığınız aktiviteler değil yeteneklerimizin ortaya çıktığı uğraşlardır."
25/03/2013