Yapay Zeka Rakibim Olursa
3076 görüntülenme
Geçtiğimiz ay Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın düzenlediği Sanayi 4.0 Zirvesine katılma şansı buldum. İzlenimlerime geçmeden önce kısaca Sanayi veya daha yaygın kullanımı ile Endüstri 4.0 kavramından bahsetmek isterim.
İlk defa 2011 yılında Almanya'da Hannover Fuarı'nda ortaya atılan bu kavram, sanayideki 4. devrim olarak nitelendiriliyor. Amacı ise bilişim teknolojilerini sanayide en üst düzeyde kullanmak. Özellikle "Nesnelerin İnterneti" bileşeni ile tüm cihazları birbirine ve hatta üretim platformu dışına bağlamak. Böylelikle ürün tasarımından, üretim kararı alınmasına, planlanmasına, kontrol ve koordinasyonuna, dağıtımına kadar her türlü bilgi akışını eş zamanlı sağlayarak akıllı sistemler kurmak vizyonuna sahip. Akıllı, hatta karanlık fabrika diye adlandırılan platformlarda bilişim teknolojileri ile donanmış otomasyon artacak. Süreçteki bütün cihazlar kendi aralarında haberleşecek. Böylelikle maliyetler önemli oranda azalacak, enerji tasarrufu sağlanacak, verimlilik, hız, kalite ve esneklik de artacaktır. Bu devrimde mühendislik alanında marka olmuş ülke olan Almanya'nın ve Alman firmalarının başı çekmesi de tesadüf değildir elbette. Endüstri alanında lider olan firmalar ucuz iş gücünden dolayı üretimi ülke dışına taşımışlardır. Diğer yandan, zamanla, özellikle Çin gibi ülkeler üretimini üstlendikleri bu ürünlerin 'nasıl yapılır'ını taklit etmiş, öğrenmiş ve daha sonra bu ülkelere rakip markalar, teknolojiler üretmeye başlamıştır. Bunu bir tehdit olarak algılayan endüstri ülkeleri de aradan insan faktörünü mümkün olduğunca çıkararak ucuz ve yüksek kalitede üretimin yolunu aramışlardır. Bugün Endüstri 4.0 a uyum sağlayan fabrikaların bu yeni nesil sistemlerini bile en basit tabiri ile robotlar üretmektedir.
Bütün bunlar özetle şu anlama geliyor. Nasıl ki her sanayi devrimi iş yapış şekillerini ve buna bağlı olarak iş gücünün yapısını, niteliğini, vasıflarını hatta meslekleri değiştirdiyse; endüstri 4.0 da bunu yapacaktır. Çok daha sert, uyum sağlayamayana çok daha acımasız ve çok daha hızlı bir şekilde yapacaktır hem de. Teknik alanda uzmanlaşmış insanların bile geleceği garanti değildir; çünkü, bugunkü pek çok mühendisliğin bile geçerliliğini kaybedeceği nettir. Artık teknoloji, ar-ge, bilim üretmeyen toplumların nüfus gücüne dayanarak ucuz işçilik üzerinden kalkınması veya durumu idare etmesi söz konusu olmayacaktır. Sanayideki büyük ve küresel üreticiler bu sisteme dahil olsalar bile, ortaya çıkacak yeni meslek, yetkinlik, beceri ve roller konusunda yüksek nitelikte çalışan yetiştirmediğimiz sürece, bu devrimin olumlu tarafları toplumsal bazda yeteri kadar hissedilmeyecektir.
Zirvede en çok soru gelen konulardan biri de buydu. Eğitim sistemimiz bu devrim için hazır mı, ya da bununla ilgili alt yapı hazırlığı var mı diye. Katılımcı firmaların tamamı "eğitim şart" dedi ve nasıl yapılacağına dair beni ve pek çok kişiyi de tatmin eden yanıtı veremedi.
Bu devrimin işsizliği kısa dönemde artıracağını herkes söylüyor. Eğer, yeni gelen nesli bu devrime eğitim ile uyumlu hale getiremezsek, ne yazık ki uzun vadede de sorun olacak gibi görünüyor; çünkü, Türk Sanayicisi ve devleti bu konuda kesin kararlı, Endüstri 4.0 uygulanacak.
Geçtiğimiz günlerde OECD nin 3 yılda bir hazırladığı uluslar arası öğrenci değerlendirme programı (PISA) sonuçları açıklandı. Bulunduğumuz konum hiç de gelecek vaad etmiyor, bence daha da kötüsü, dünyada ekonomik anlamda büyük iddiaları olan bir ülke olarak bu konuya çok az kişinin hassasiyet göstermesi ve sonuçları değerlendirmesi.
Endüstri 4.0 ın hiç şakası yok gibi geldi bana. Yeni konuşulan bir kavram ve bundan sonra çok daha sık gündemimizde olacak. Konunun, hepimizi ilgilendiren bir yönü var, şu an görünürde olsa da olmasa da. Bakalım bu internetle uyumlu, kusursuza yakın, sevimli, verimli robotlar bizim yerimizi aldığında da bizim için her şey mutlu ve umutlu olacak mı?
09/12/2016